۱۳۹۲ اردیبهشت ۱۸, چهارشنبه

آفغانیستان توًرکمنلری استانبول دا عمومی ییغناق گچیردی

Gözyaşlarıma Hakim Olamadığım An
Sakhi Bahramiyan , 06 Mayıs 2013 - İSTANBUL
Yer İstanbul, tarih 5 Mayıs 2013. Afganistanlı Türkmen gençlerinin düzenlediği bir programın sunucusuyum. Programa yemek için ara verildiğinde dışarı çıktım ve  40-50’li yaşlarında bir beyefendinin salon çıkışında beni beklediğini gördüm. Beni görünce yanıma yaklaştı, ben de ona doğru yürümeye başladım. Yanına gelince elimi tuttu ve tebrik etti. Sevinç dolu bakışları beni de heyecanlandırıyordu. Kendisini daha once hiç görmemiş hiç tanışmamıştım. Ve birden bire, ‘’bak kardeşim, öncelikle sizleri bu güzel programdan dolayı tebrik ederim. Ama ne olur, bir olun, birlik olun, kimseyi sen şuralı, sen de buralısın diye dışlamayın’’dedi. Bu lafları söylerken sesi titriyor ve gözyaşları akıyordu. Titrek sesle devam etti , ‘’ kardeşim, program boyunca sizleri izlerken de gözyaşlarıma hakim olamamıştım, kusuruma bakmayın. Ben okumuş bir insan değilim ama bugün, burada sizleri gördüğümde, gerçekten gururlandım, artık bizim de yeni neslimiz haklı davalarına sahip çıkıp Afganistan halkına hizmeti kendilerine vazife etmişler, bu gerçekten onur verici bir şeydir’’.
Bu ağabeyimizin samimiyeti ve çarpıcı sözleri karşısında ben de gözyaşlarıma hakim olamadım, kim ne derse desin diye, bir kaç dakika onlarca şaşkın bakışlara rağmen, beraberce ağlaştık.
Bütün bu olay beş dakika sürmedi ama hayatımda bundan sonra asla unutamaycağım bir yer kazandı. Kendilerine içten teşekkür ederek, ayrılmam gerektiğini, çünkü program yemekten sonra devam edeceğini söyledim. Islak gözlerle birbirimizden ayrıldık.
Değerli dostlar,
Bu olayı neden anlatma gereği hissettin diye sorarsanız, kesin bir cevap veremeyeceğim, ama bu olayla ilgili çok önemli bir nokta olduğunu açıklıkla ifade edebilirim. O da şu:
Bu büyüğümüz, aslında hem ülkesini hem de milletini çok ama çok seven bir insan, ama ne yazık ki Afganistan’da yıllarca süren iç savaş, hem ağabeyimizi hem de diğer büyüklerimizi birbirlerinde çok ama çok uzaklarda yaşamaya mecbur etmiş. Bu da halkımız arasındaki samimiyeti ne yazık ki – az da olsa- olumsuz yönde etkilemiştir. Ağabeyimizle bereber bu programa katılan onlarca büyüğümüz, aslında bir kez daha görmüş oldular ki, Afganistanlı gençler, eğer isterlerse, çok önemli işlere imza atabilir, halkının haklı sesi olabilir ve Afganistan’da barış ve kardeşlik adına çok güzel işler yapabilirler. Bu durumu çok açık bir şekilde ve bu program vesilesiyle gören büyüklerimizin göz yaşı dökmesi ise, bizim için de ayrı bir onur ve şeref kaynağıdır.
Değerli dostlar,
Bu durumu eğer basite alır ve halkımızın umudunu boşa çıkarırsak, inanın bunun hesabını ne bu dünyada ne de hesab gününde verebiliriz. Bu gözyaşlarının değeri, gerçekten çok  ama çok büyük ve çok çok önemlidir.
Yapılan onca dualara, akan onca gözyaşlarına ve yükselen onca feryatlara cevap vermek, bizim, evet sadece bizim görevimiz, borcumuz ve sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluğumuzu ne kadar iyi yapabildiğimiz sürece rahat olmalı ve bu görevi ne kadar samimi bir şekilde götürdükçe ferahlamalıyız. Bunun dışında aldığımız her nefes, attığımız her adımda o gözyaşları düşünmezsek, sanırım şu üç beş günlük hayatta boşuna kürek çekmiş olacağız

هیچ نظری موجود نیست: